Örgütler için sürdürülebilirlik stratejileri, uzun vadeli başarı ve istikrar sağlamak amacıyla çevresel, sosyal ve ekonomik etkileri dengelemede önemli bir role sahiptir. Sürdürülebilirlik stratejileri, örgütsel performansı ve düzenlemelere uyum sağlarken aynı zamanda çevresel korumaya yönelik gönüllü eylemleri desteklemede belirleyicidir (Sharma, 2000). Bu stratejilerin etkili bir şekilde belirlenmesi hem kaynakların kullanımı konusunda hem de topluma ve çevreye olan sorumlulukların yerine getirilmesinde gereksinimleri karşılayabilir. Bu anlamda sürdürebilirlik örgüt için önemi giderek artan bir değer olarak düşünülebilir.

Kiewiet ve Vos (2007) çalışmalarında, sürdürülebilir iş uygulamalarının örgütler için bir zorunluluk haline geldiğini vurgulamıştır. Çünkü örgütlerin artık kâr amacı gütmekten öte çevresel ve toplumsal etkilerinin de göz önünde bulundurulmasının ve giderek daha fazla kabul görmesi gerektiği belirtmiştir.
Örgütte çeşitliliğe sahip bir işgücüne sahip olmak örgütsel faaliyetlere daha fazla katkıda bulunabileceği bakımından önemlidir (Blake, 2015). Çeşitlilik ve kapsayıcı bir ortam örgütün faaliyetlerinin etkili bir şekilde yönetilmesinde kritik bir faktör olarak düşünülebilir (Roberson, 2006). Örgütlerin sürdürebilirlik stratejilerinin etkili bir şekilde gerçekleşmesi belirli liderlik becerileri ile mümkündür. Bu anlamda, dengeleyici liderlik, örgütlerin uzun vadeli başarılarını sağlamada kritik bir rol oynamaktadır.
Bunlarla anlamlı bir ilişkisi olan JD-R Modelini hatırlamak gerekirse;
Arnold B. Bakker ve Evangelia Demerouti, 2007 yılında İş Talepleri-Kaynakları Modeli'ni (JD-R Modeli) geliştirmişlerdir. Bu model, çalışanların refahını ve performansını etkileyen iş talepleri ve iş kaynakları arasındaki dengeyi incelemektedir. İş talepleri, çalışanların fiziksel, psikolojik veya duygusal çaba gerektiren iş yükümlülüklerini ifade ederken; iş kaynakları, çalışanların hedeflerine ulaşmalarını destekleyen unsurları içerir. Model, yüksek iş taleplerinin tükenmişliğe yol açabileceğini, ancak yeterli iş kaynaklarının bu olumsuz etkileri dengeleyerek çalışanların motivasyonunu artırabileceğini öne sürmektedir.
Dengeleyici liderlik, JD-R Modeli bağlamında önemli bir yere sahiptir. Liderler, çalışanların iş taleplerini yönetirken, onlara yeterli iş kaynakları sağlayarak tükenmişliği azaltabilir ve motivasyonu artırabilirler. Bu yaklaşım, çalışanların refahını desteklerken, örgütsel performansın da iyileşmesine katkıda bulunur.

コメント